FEGENTRI, Uluslararası Erkekler ve Kadın Biniciler Federasyonu’dur. 1955 yılında bir avuç hevesli amatör binici tarafından kuruldu. Kurucu üyeler Fransa, Almanya, İtalya, İsveç ve İsviçre idi. 1955’ten beri FEGENTRI‘ye katılan takribi 25 farklı ülkeden oluşmaktadır. Türkiye’de buna dahildir – tek eksiği buymuş gibi. Atçılık ve atçılar maalesef gerçeklerden kopuk bir şekilde yaşamaya ve bu hayal dünyasına uygun aksiyonları almaya çok uzunca bir süredir ısrarla devam ediyor.

Organizasyona göre: FEGENTRI‘nin her üye ülkesinin en iyi amatör – kim ne şekilde belirliyorsa artık – binicileri Dünya Şampiyonalarına katılmaya hak kazanır ve ülkelerini temsil eder. Bu binicilerin tamamı “amatördür ve bu nedenle yarışlarda at binmek için herhangi bir ücret almazlar.

FEGENTRI‘nin söylemine göre; Dünya Şampiyonası yarışlarında yarışan amatör biniciler, çeşitli geçmişleri ve hepsinin tam zamanlı bir mesleği olan kişilerdir. Yani Türkiye adına mı yarıştığını bilemediğim bir kadın binicinin basına verdiği demeçteki gibi, “Her mesleğin kendine göre bir takım riskleri var. Jokeylik de öyle." gibi laflar olsa olsa insanın yaptığı işi farkında olmamasından kaynaklanır. Bu kişilerin mesleği jokeylik DEĞİLDİR. Örneğin Veliefendi pistinde atla birlikte düşerek yaşamını yitiren kadın binici Eszter JELES binicilik lisansını 2017 yılında almış bir üniversite öğrencisidir. Burada merak ettiğim bir noktada da bu kişilerin – Türkiye adına yarışanların – lisansının Yarış Otoritesi tarafından onaylanıp onaylanmadığı, onaylanıyorsa yenileme yapılıp yapılmadığı sorusu.

Bu organizasyon, doğuştan gelen bir ayrımla Fransız mükemmelliğinin davasına hizmet ettikleri vb. bir takım zırva söylemlerle kendilerini doğuştan seçkin sayan bazı kişilerin kişisel hobilerine hizmet eder. Fakat bugün gelinen durumda o seçkinlik anlayışı karaya vurmuş olup üstüne bahis düzenlenen ucuz ve sıradan bir etkinliğe dönüşmüştür.

Amatörler üstüne bahis düzenlenmesinin hiç bir zarif yanı olmadığı gibi etik açıdan da sorunludur. Bahisler tutarlılık ister. 70 kilo gelen biniciler, minimum seviyede ikramiyeler – çoğunluk iyi durumdaki bir atını deklare etmek riskine girmek istemiyor – senelerdir start almayan yaşlı atlar, hangi at’a bineceğini bilmeden ülkelere ziyaretlerde bulunanlarla bu iş her an Rus ruletine dönüşebilir.

Gelelim yaşanan elim kazanın bu kadar gürültülü patırtılı olarak şatafata dönüşecek bir şekilde yedi düvele adeta reklam edilmesine. Şu saate kadar Fegentri sitesinde bu olayla ilgili tık yok. Peki senin işgüzarlığın nedir TJK? Kaldırsanıza artık o haberi baş sayfadan size zahmet. Dünyada herkes farkındaki insanların gözü at yarışlarının üstünde…

Önce at yarışlarına, sonra kendi organizasyonuna zarar verdiğini dahi fark edemeyen bir camia görüntüsü var orta yerde. Bu kadar yüksek seviyede duygusallık sadece cehaletin yüksek olduğu topluluklarda oluşur. Türkiye Jokey Kulübü böyle bir topluluk olmadığına göre abartıya da gerek yok. Elbette herkes üzüldü, gencecik bir üniversite öğrencisi yaşamını yitirdi sonuçta. Biliyoruz ki kazanın ardından TJK elinden geleni yaptı. Belki de başka herhangi bir ülkede yapılmayacakları dahi yaptı…

Dünyada bu kadar ülke varken çok çok az sayıda ülkenin teveccüh gösterdiği bir organizasyona bizim dahil olmamızın nedeni ismi belli bir kaç asli üyedir. Onca eksiğimiz varken bırakın da bu da eksik kalsın. Bu etkinliğin bahislerin kabul edildiği hipodromların dışına acilen çıkartılması gerekiyor. Yapılmasın demiyorum, bahislerin düzenlendiği hipodromlarda yapılmasın diyorum, ikisi farklı şeyler. Ayrıca bunu çok daha önceleri de söyledim – yazdım. Yani bu üzücü olayın ardından oluşan düşünceler değil bunlar.

Fransızlar, Fransa’da istedikleri hipodromda koşsunlar, onlar bir baronun hatırasını sürdürmek isteyebilirler ama bunun bizimle bir ilgisi yok. Zaten bu konuya meraklı sayısı da bir avuç kadar kalmış durumda. Bizden herhangi bir ismi de resmiyette göremiyoruz diyerek fazla derine inmiyorum.

Tayfun ÜNAL – 20 Eylül 2021

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…