Şu sıkıntılı süreçte camianın tamamen aleyhine durum oluşturabilecek yazıları, yorumları, olayı siyasi boyuta taşımaya kalkanları, sosyal medyada oluşturulmaya çalışılan ve olsa olsa ters tepecek girişimleri herkes farkındadır.
Bir soru sormak lazım:
Maksat üzüm yemek mi?
Bunu bile idrak edemiyorsak vay ki vay halimize…

Kiminin TJK, kiminin TYAYSD Başkanlığı var hayallerinde…
Gündem olabilmeleri için gündem yaratmaları gerekiyor haliyle…
Peki, nasıl yapılır bu?..
Hele ki Ramazan ayında?
Sahurdan sonra uyursunuz, iftar vakti uyanır karnınızı doyurduktan sonra başlarsınız Tweet yazmaya, yazmayanları da gaza getirmeye…
Peki bu nasıl yapılır?..
İnsanlara hediyeler falan vaat ederek…
Evet, utanç verici bir durum ama durum budur…
Bir zamanlar satışlarını artırabilmek adına böyle tencere tava promosyonları yapardı gazeteler…
İşte o zamanlar bunları eleştiren “Yarım Porsiyon Aydınlar" şimdi bu işlere soyundular, tabii ki kendi çıkarları adına…
Ortalığı gereksiz yere gerip yangın yerine çevirdiler…
Bu tipler önce ortalığı bulandırır sonra çekilirler geriye…
Ardından daha heyecanlı yeni kişiler sahne almaya kalkar…
Gerisi nasıl gelir orası meçhuldur işte…

Neden gereksiz yere dedik?
Çünkü gelinen durum ortada?
Ne değişti?
Hiç bir şey, tam aksine antipati katsayısını artırıyorlar…
Twitter bile fark etti olan biteni…
Twitter Kuralları’nı ihlal eden agresif takip veya agresif etkileşimler (beğeni, Retweet ve yorum ekleyerek Retweetleme) sergilediyse şikayet falan olmadan da duruma el koyar…
Yani oralar farklı bir dünya, camia henüz keşfedememiş belli ki…
Öyle yüz kişinin birbirine “adamsın" ya da “adamın dibisin" gibi saçma sapan övme seanslarının, sokak ağızlarının pek umursanmadığı alanlar anlayacağınız…

Uzun lafın kısası:
Hipodrom duvarlarının dışında hiç bir karşılığı olmayan kişilerin kılavuzluğu ve davranış biçimleri atçılığa kesinlikle zarar veriyor…
Hatta kişisel kanım odur ki süreci uzatıyor…
Bana kalırsa dikkatli davranmakta fayda var…
Tabii maksat üzüm yemekse…

Tayfun ÜNAL – 17 Mayıs 2020