HABERLER, YURTDIŞI

DUBAI’NİN ARDINDAN

dubainin-ardindan

Toplum olarak kendimizi kandırmak konusunda ustalığımız inkar edilemez. Belki Akdeniz bölgesininin bir takım özellikleri belki Şark’a coğrafi yakınlığımız bu konuda etkendir, bilemiyorum. Orası işin sosyolojik yanı, biz kendi konumuza dönelim…

Baylar, bayanlar sonuçta sadece 6 dişi safkanın katıldığı (Gr-2) koşuda bir üçüncülük elde edildi…
Baylar, bayanlar sonuçta 10 safkanın katıldığı handikap koşuda bir dördüncülük elde edildi…

Tamam karalar bağlamayalım ama kendimizi de kandırmayalım…

Peri Lina‘nın bu koşuda kazandığı ikramiyenin tutarı 25 bin dolar…
Good Curry‘nin bu koşuda kazandığı ikramiyenin tutarı 6,750 dolar…
Para değil söz konusu filan da demeyelim, elde edilen başarının ölçütlerinden biri de kazanılan ikramiyedir…

Ciddi olalım…
Dikkatli yorum yapalım…
Bu safkanlar Türkiye’nin en başarılı, en seçkin isimleri müsaade edin de bu koşularda birer üçüncülük, dördüncülük yapsınlar artık…

Yeni yetmeler rakiplerin durumları farkında değiller, fÎ tarihinde bilmem ne koşusunda yapılan koşuya bakarak “vay be onu geçtik" martavallarını elbette bir yerlere yutturuyorlardır…
E ne yapsınlar, çevrelerindeki ağabeylerinden öyle öğreniyorlar. Belki bir yemek, bir hediye ya da bedavaya Dubai seyahati kotarabilir miyiz derdinde olabilirler…

Yok yorumlarını samimiyetle yapıyorlarsa durum daha da vahim demektir. Bu işlere hiç bulaşmasınlar. Çünkü bir şeyden anladıkları yok demektir. Onlarda kısa sürede kaybedenler kulübünün daimi pansiyonerleri arasında yerlerini alabilirler. Bunu isteyecek belki de en son kişi benim. Çünkü bu toplum mühendislikleri nedeniyle yarış ve yetiştiricilik ülkede tamamen gerilemiş durumda. Ama hâlâ zafer çığlıkları atanlar var. Devam edin, çok faydalı oluyorsunuz!..

Gelelim koşulara…
Peri Lina bir takım şartlar gereği bana göre biraz plansız programsız çıkmıştı ilk koşusuna. Nitekim aldığı sonuçta bu duruma uygundu. Bir çok ilkler bir araya gelmişti ve kısrak bence hiç hazır değildi. Bana göre o koşu koşulmamalıydı ama dedim ya şartlar gereği bazen en doğruyu yapmak mümkün olamayabiliyor.

O koşuyu unuttuk, bu koşuya gelelim…
Peri Lina‘nın illa fiziki diyemeyeceğim bir sıkıntısı olabilir. Açıkçası bu kızın bir derdi var gibi. Mental sorun da yaşıyor olabilir. Yarış karakteri yüksek ve elinden geleni yapıyor ama gerçek Peri Lina değil son üç koşusuna bakıldığında. Bundan sonra hedeflenen Dubai merkezli koşusu çok daha sert geçecektir. Üstelik sadece dişilere de ait değil. İlgilileri gerekli dikkat ve özeni elbette göstereceklerdir…

Bu arada Kadir Kıygır kardeşimizle koşudan önce uzun uzun konuştuk. Gerçekten çok iddialıydı, koşuyu kazanırız, olmadı en kötü ikinci oluruz diyordu. Hatta biraz heyecanı arttıralım diye bahise bile girdik kendisiyle. Peri Lina birinci ikinci olsaydı İstanbul’dan Adana’ya baklava gönderecek ilk kişi olma şansım vardı, o şansı kaçırdım ne yazık ki…

Selim Kaya bana göre mükemmel bindi safkana. Start öncesi yaşanan olumsuzluktan sadece safkanın değil binicisinin de etkilenmeyeceğini düşünmek saflık olur. Her insan bu duyguları yaşar, ama Selim Kaya usta bir jokey ve çok çabuk toparladı hem kendini hem de Peri Lina‘yı. Safkanı adeta milim milim koşturdu. Size bir dip not vereyim. Kazanan Poetic Charm koşuyu 1817 metre olarak koşarken Peri Lina 1812 metre olarak koştu. Yani koşuyu kazanandan 5 metre daha kısa. Bir dip not daha; Peri Lina sanki kamçıya karşı gibi. Son düzlükte tazyiksiz bir şekilde aradan yol bularak çıkması gayet olumluydu. Düzlükte yediği ilk kamçıdan sonraki aksiyonlarına ise biraz dikkatli bakmakta fayda var…

Kazanan Poetic Charm‘ın jokeyi altındakinden son derece emin bir tavırla sevk ve idare etti safkanını. Kimseye korakor mücadeleye girme şansı bile tanımadı. Bugün için rakiplerinden farklıydı…

Gelelim Good Curry‘e…
Bence yarışta son derece iştahlı koştu. Keyfi yerinde gibiydi. İçeride (Gr-1) koşularda bile numarayı alarak kazanabilen safkan dışarıda handikap koşuda numarayı alamayınca film zaten oralarda kopuyordu. Bu durum ne safkanın ne binicinin ne de safkanın ilgililerinin sorunu. Bu tamamen ülke yarışçılığının sorunu…

Herkesin dededen kalma geleneklerle bekleme yaparak artistik bir şekilde koşu kazanma hevesi nedeniyle çok düşük tempolu koşular gerçekleşiyor ülkemizde. Yurtdışında afallamamızın bir nedeni de bu düşük tempolu yarış hikayesi. Bu nasıl aşılır bilemiyorum. Aşılması için bir niyet var mı ondan da emin değilim…

Sprint koşusu öncesi açıkcası bir takım çekincelerim vardı. 7 yaşında bir safkanın uluslararası bir koşuda bu mesafede kazanması kolay mesele değildir bana göre. Aynı zamanda binicinin durumu da önemli. Daha hızlı reflekse ve belki birazda aşırı cesarete ihtiyaç duyulabilen mesafeler bunlar. Halis Karataş‘ın yaşadığı sağlık sorunları ardından içeride temkinli bindiği koşulardan sonra bir tedirginlik olur mu acaba diyordum ama bunların hiç birisi olmadı. Usta jokey olabileceğin en iyisini yaptı bence. Belki de yurtiçindeki binici cangılından sonra mesleki olarak daha medeni meslektaşlarıyla birlikte olması nedeniyle de gayet rahat gibiydi. Numarayı alamadılar ama ne yapacaktı ki sırtına mı alıp getirecekti?
Ve bu arada ben, Halis Karataş‘ın içeride temkinli at binmesine yüzde yüz hak veriyorum, biz kaybetmeyelim diye canından olacak hali yok ya…

İki jokeyimizde gayet başarılıydı. Demek ki bizler kuralları işletemiyoruz. Kuralların düzgün olduğu yerde binicilerimizin de performansları artıyor. Bu konuların üstüne daha fazla düşünmemiz lazım…

Good Curry eğer Dubai’de koşarsa bundan sonraki koşusu çok daha sert rakiplerle olacaktır. Bunun da üstüne ayrıca düşünmek lazım mı bilemiyorum…

Son olarak bu koşularda alınmış üçüncülüklere, dördncülüklere sevinmek Türk yarışçılığının çıtasını biraz daha düşürmekten başka bir şeye yaramaz. Ona buna şirin görünmek adına dalkavukluk yapmakta kimseye fayda sağlamaz…

Bir kaç cümlede gençlere; Bir konu hakkında analiz, sonrasında yorum yaparken organlarınızın yer değiştirmesine izin vermeyin…
Örneğin; Beyninizin görevini kalbinize (mecazi anlamda) yüklemeyin…

Tayfun ÜNAL – 15 Şubat 2019

error: !!!