Yarışçılığımızda ama o nedenle ama bu nedenle vazgeçilmezlerden olan aksesuar, takım taklavat çok yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bunların gerçekten işe yarayıp yaramadığı ise esasında meçhuldür. Kimi gelen bir başarıyı denenen yeni takılara bağlar ve buna inanır. Yetmez, çevresini de inandırır. Değinmek istediğim konu Dil Bağı takısı. Bilindiği gibi dil bağı, atın dilinin etrafına ve daha sonra alt çenesinin etrafına sarılmış bir lastik banttır. Bazı atçılar bu yöntemle atın dilini ağzındaki demirin üstüne getirerek solunumunu bloke etmesini engellediklerini, solunum yollarının daha açık tutulduğunu iddia eder…

Peki ama acaba bu doğru bir düşünce mi? 2002'de yapılan bilimsel bir araştırma sonucunda “Dil bağlarının bazı durumlarda dilin yer değiştirmesini önleyebileceğini ancak sonuca çoğunlukta artı bir etkisi olmadığı” açıklandı. Araştırmayı yapanlar çoğu vakıada Dil Bağının sanılanın aksine oksijen alımını sınırlayabildiği ve atletik performansı düşürdüğü gözlemlemişler…

Şu aralar Avustralya'da Dil Bağının yasaklanmasının gündeme geleceği dillendiriliyor. Örneğin Almanya 2018'de yarışta Dil Bağının kullanımını yasakladı. Atlı sporlar için en tepedeki uluslararası kuruluş olan FEI (Fédération Equestre Internationale) tarafından da tüm müsabakalarda yasaklanmış durumda.

Dil Bağına karşı olan havyan hakları savunucuları ise bu uygulamanın atlarda stresi artırdığını ve laserasyonlara (yırtık), morarma ve şişmeye neden olabildiğini iddia ederek yasaklanmasını istiyor.

Gerçekten de bazı safkanlarda takıların nasıl bir stres yarattığını anlamak çok da zor olmaz. Bir anda vücutlarının davul gibi şişmesini gözlemlemek pratikte de az görünen bir durum değildir.

Belki üzerine bir daha düşünmek gerekiyor. Kaş yapalım derken göz mü çıkarılıyor acaba?

Tayfun Ünal – 7 Kasım 2019