İNCELEME-ARAŞTIRMA

BU YARIŞ ATI MI?

bu-yaris-ati-mi

University College Dublin'deki bazı araştırmacılar ve ticari bir kurumun yaptığı çalışmaya göre safkanların ileride ne şekilde bir yarışmacı olabileceğini daha doğru bir ifadeyle yarışmacı niteliklerine sahip olup olamayacağının tespit edilebilir duruma gelmek üzere olduğu iddiasındalar.

Geleneksel olarak şampiyon yarış atlarını arayanların yolu öteden beri iyi kanlar diyarına düşerdi. Ancak yeni bilimsel araştırmalara göre, bir safkanın gerçekten bir yarış atı olup olmayacağına 'harekete geçirici gen (motive edici anlamında)' olarak tanımladıkları 'motivator gene'  özelliğinin de en az iyi kanlar kadar önemli olduğunu söylüyorlar.

University College Dublin ve bir atçılık bilimi şirketinin bilim insanları tarafından yürütülen çalışmanın sonucuna göre, “harekete geçirici gen” olarak da bilinen PRCP genine sahip olan yarış atlarının yarışmalara ve rekabete tamamen doğal olarak kendi kendine başlayanlar olduğunu ve de daha fazla yarışma ihtimalinin bulunduğu tespit edilmiş.

Araştırmacılar PRCP'siz atların ilgilileri ne kadar ilgi gösterseler de ne kadar cesaret verici olsalar da o safkandan bir atlet olarak gerekli randımanın alınamayacağı görüşündeler. Bu araştırmaya göre, davranışla ilgili genler safkanların başarısı üzerinde fiziksel yetenekleri kadar tamamlayıcı ve etkileyici olabiliyor.

PRCP geni daha önce gönüllü olarak tekerleklerle çalışan farelerle yapılan bir çalışma sonucunda gündeme gelmişti. 4,500 atın dahil olduğu araştırma çalışması, bu gene sahip safkanların idman yapmaya daha motive olduklarını göstermiştir. Yani bu safkanlar idman programına sadık kalmaya yardımcı, spora elverişli ve fiziksel olarak daha zinde olma eğilimindedirler.
Araştırmacılar “Bazı atlar işlerinde diğerlerine göre doğal olarak daha istekli" diyorlar. “Bulgularımız, tıpkı insanlarda olduğu gibi, egzersiz yapma motivasyonunun bir eğitim programını sürdürmede ve yüksek bir zindelik seviyesine ulaşmada kritik bir faktör olabileceği teorisini desteklemektedir.” diyen araştırmacılar bu çalışmanın gelecekteki yarış potansiyeli ile ölçülebilir bir genetik bağlantı oluşturduğunu ilave ediyorlar.

En önemli genlerin nörolojik veya davranışsal özelliklerle ilgisi olduğu vurgulanan araştırmaya göre önceki çalışmalar tayların yarısından daha azının aslında gerçek bir yarışmacı olarak doğduğunu göstermiştir.

Yeni çalışma, 'motivasyon genine' sahip olan tayların bu gene sahip olmayan taylara göre yarış yaşamı boyunca güç ve dayanıklılık kazanma olasılıklarının daha yüksek olduğunu ve bu durumun safkanların yarış kabiliyetlerini etkileyebileceği görüşünü savunuyor.

Araştırmacılar, araştırmanın bir parçası olarak safkanın yarış yaşamına iki veya üç yaşındaki başlama şansını belirlemek için öngörücü bir test geliştirdikleri iddiasındalar. Tahmin modeli bir atın DNA'sını analiz ediyor ve daha sonra onları 'yüksek', 'orta' veya 'düşük' şanslı olarak sınıflandırıyor. Buna göre yarış yaşamına başlama zamanı öngörülebilir hale geliyor.

Yüksek' olarak sınıflandırılan atların yarış kariyerine erken başlama olasılığı daha yüksektir. Haliyle daha fazla yarışta koşması daha da muhtemel olup böylece yüksek kazanç elde etmesi de yüksek olasılık dahilindedir deniliyor.

Tüm bunlara karşın araştırmacılar genetiği analiz etmenin bir safkanı değerlendirmenin tek yolu olmadığını ve genlerin her zaman bir kazananı tahmin etmeyeceğini kabul ettiklerini belirterek “Elbette, genetik kendi başına mevcut araçların yerini alamaz” diyorlar.

Uzun lafın kısası bu araştırmaya göre elinizde doğuştan yarışmacı ve rekabetçi niteliklere sahip olmayan bir at'a sahipseniz boşuna çırpınmayın gereksiz patinaj çekmeyin deniliyor. Bunları duyunca bizim malum ırk aklıma geldi. Bu araştırma biraz daha genişletilip sadece Throughbred üzerine değil de başka ırklarla da mukayese edilir bir hale getirilirse neyin ne olduğu en azından bizler için daha anlaşılır olacaktır.

Çünkü biliyoruz ki bazı at ırklarının tek motivasyonu ne yazık ki sopadır. Koşmak istemeyeni zorlamanın alemi yok. Kendini bir yerlere koymaya çalışarak “Ben bu ırkı seviyorum" diyen bazı bilmişlere diyorum ki; Madem bu ırkı seviyorsan onların sadece sopa zoruyla koştuğunu bil, bilmiyorsan öğren. Bir at ırkını sevdiğini söyleyen insanların o ırkın koşmak, yarışmak istememesine de saygı duymaları gerekir. Tabii ki ortada gerçekten bir sevgi varsa…

Tayfun ÜNAL – 10 Temmuz 2019

error: !!!